Fındık Tarımı
Okunma Sayısı:705
YAZARLAR - Ekrem Ünlü
Eklenme Tarihi:2018-10-02 21:50:29
Doğankent’te fındık tarımı en önemli gelir kaynağıdır. Bütün köylerde eskiden ekim alanı olan tarlalara fındık ocakları dikilmiş ve her yan fındık bahçesi olmuştur. Hatta ormanlık alanlarda kesilip fındık bahçelerine dönüştürülmüştür.
Fındık
Nedir ve Nasıl Bir meyvedir?
Basit, yuvarlak yaprakların kenarları çift
dişli, ucu sivridir. Çiçekler yapraklardan hemen önce ilkbaharda açar. Bir
evciklidir. Erkek çiçekler kedicik şeklinde 5-12 cm uzunluğunda sarı
renklidir. Dişi çiçekler çok küçük, kış boyunca tomurcuklarda gizlenir, 1-3 mm
uzunluğunda kırmızı renklidir.
Nuks meyve 1-2,5 cm uzunluğunda 1-2 cm
çapındadır. Kabuğun etrafını tamamen veya kısmen kuşatan bir kadehcik bulunur.
Kadehciğin şekil ve yapısı fındık türlerinin teşhisinde önemlidir.
Fındık
Hangi İklim’de Yetişir?
Fındık nemli ılıman iklim bitkisidir.
Yıllık ortalama sıcaklıkların 13-16 °C kış
sıcaklık ortalamalarının 7-8 °C ve yaz sıcaklık ortalamalarının 20-25 olması
yanında yıl içinde düzenli dağılmış olan yıllık 700 mm’nin üzerinde yağışa
ihtiyaç duyar. Yıllık 700 - 1500 mm arasındaki yağış alan bölgelere iyi adapte
olmuştur.
Fındık yetiştirilen sahalarda havada ve
toprakta her zaman belirli bir nemin bulunması, Özellikle haziran temmuz
aylarında nispi nem oranın yüzde 60’ın altına düşmemesi gerekir.
Yetişme Koşulları Kışların ılık geçtiği nemli
ve humuslu toprağı sever Yıllık 1000-2000 mm. kadar yağış ister fındık. 2
santigradın altındaki sıcaklıklarda zarar görür. Don olayları ürün miktarı ve
kaliteyi düşürür.
Fındık
Hangi Alanlarda Yetişir?
1950-1996 arası döneme ait yıllık istatistiki
veriler incelendiğinde Türkiye’de fındık dikim alanlarının sürekli genişlediği
görülmektedir. 1950 de 159 bin hektar iken, 1970’de 243 bin hektara ve 1996’da
363 bin hektara ulaşmıştır.
Bu gün ise fındık dikili arazi 700 bin hektarı
geçmiştir.
Türkiye’de fındık yetiştirilen alanların
giderek genişlemesinde çeşitli ekonomik ve sosyal faktörler etkili olmuştur.
Şöyle ki;
1. Fındığın ekonomik değerinin artması; Söz
konusu faktörlerin başında gelmektedir. Gerçekten 1964 yılından bu yana
uygulanan fındık taban fiyatı ve destekleme alımı politikasıyla fındık alım
fiyatları üretimi teşvik edici yüksek seviyelerde tutulmuştur. Böylece fındık
üretimi diğer ürünlere (Özellikle mısıra ) oranla daha cazip hale gelmiştir.
Destekleme alımları ile verilen pazar garantisi ve yüksek fiyat fındık dikim
alanlarının genişlemesinde en önemli faktör olmuştur.
2. Doğu Karadeniz kıyı kesiminde kalabalık kır
nüfusuna karşılık tarım alanlarının azlığı ve yetmezliği, nüfusun bir kısmını
göçe zorlamış ve Doğu Karadeniz’den özellikle Bolu Sakarya, Kocaeli, Zonguldak
gibi illerin kırsal alanlarına yapılan göçlerle fındık ziraatı Batı Karadeniz
ve Marmara bölgelerinde yayılmıştır.
3. Karadeniz Bölgesinde 1960’lı yıllardan
sonra gelişen “gurbetçilik” (yılın belli dönenlerinde iş bulmaya da bağlı
olarak yerleşme dışında özellikle büyük şehirlerde işçi olarak çalışmak)
şeklindeki mevsimlik göç hareketi, bütün yıl bakım gerektirmeyen fındık
yetiştiriciliğini özendirmiştir.
1960’lı yıllarda başlatılan destekleme
alımları ve yüksek fiyat uygulamaları başlangıçta Doğu Karadeniz de zor
şartlarda daha yüksek maliyette üretim yapan fındık yetiştiricilerini
desteklemeyi amaçlarken, zamanla maliyetlerin daha düşük, verimin ise daha
yüksek olduğu Doğu Karadeniz dışındaki özellikle ova arazilerdeki üreticileri
destekler hale gelmiştir. Onları daha fazla yetiştirmeye teşvik etmiştir.
Bu sonuçlar göz önüne aldığımızda, Türkiye’de
fındık üretimi yapılacak alanların belirli esaslara bağlanması ve üretimin
planlanmasının daha 1960’lı yıllarda yapılmasının gereği açıkça ortaya
çıkmıştır. Ancak bu yapılamamıştır. Bu konuda 1983 yılında yayınlanan 2844
sayılı “fındık üretiminin planlanması ve dikim alanlarının belirlenmesi“
hakkındaki kanun geç kalınmış olmakla birlikte oldukça önemli bir adımdır.
Kanunun amacı fındık üretiminin en uygun
alanlarda yapılması ve üretimin talepteki gelişmelere göre yönlendirilmesi
olarak ifade edilmektedir. Kanuna göre fındık üretimi yapılacak alanlar
bakanlar kurulunca belirlenecek alanlarla sınırlandırılacak ve fındık üretimine
izin verilecek alanların tespitinde fındığın kalitesi ve arazinin durumu esas
alınacaktır.
Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra izin
alınmadan yeni fındık bahçesinin dikilemeyeceği ve belirlenen alanlar dışındaki
mevcut bahçelerin yenilenemeyeceği hükmü getirilmiştir. Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten altı ay içinde Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve
Köy İşleri Bakanlığı’nın müştereken hazırlayacağı yönetmenliği resmi gazetede
yayınlanarak yürürlüğe konulması öngörülmüştür. Ancak söz konusu yönetmelik
altı yıl gecikme ile 1989’da yayınlanabilmiştir. Bu yönetmenlikle fındık
üretimi yapılacak alanlar:
1. Rakımı en çok 750 m’ye kadar olan
yüksekliklerde
2.
Meyli en az % 12 olan arazilerde
3. Arazi kullanma kabiliyet sınıfı 4. sınıf ve
daha yukarda ki araziler olarak belirlenmiştir.
Nihayet 1993 de fındık üretimine izin verilen
alanların siyasi sınırlarını belirleyen Bakanlar Kurulu kararı resmi gazetede
yayınlanmıştır. Ancak bu karara kimse uymamıştır. Yeşilırmak Deltasında yer
alan Çarşamba ve Terme ilçelerinde fındık ziraatına izin verilmesi herkesi
şaşırtmıştır.
Fındık
Nasıl Yetiştirilir?
Fındık ağacı humus bakımından zengin, hafif
kumlu, killi serin toprakları sever. Kökleri dik olarak 1 m derinliğe kadar
iner. Killi topraklarda, daha çok, tombul fındık, kumlu-killi topraklarda ise
sivri fındık yetişir. Yapraklarını döküp toprakta humus meydana getiren
ağaçların gölgeliklerine, soğuk bölgelerde güneye bakan, kuzeye kapalı yerlere
dikilmelidir.
Fındık tohumundan, çelikle, daldırma ile aşı
ile üretilebilirse de en iyisi kök diplerinden süren fışkınlarla
yetiştirmektir. Bu sürgünler ilkbahara yakın, ağaçlar daha yapraklarını
açmadan, köklü olarak alınır, derince kazılmış toprağa topluca dikilir. Baharla
birlikte topraktan alınıp derince kazılmış yerlere belli aralıklarla dikilir.
Bu dikimden sonra fidanlar yetişene kadar her yıl altları kazılıp gübre koyulur.
Fidanların yetişmesi için gerekli bakımlar yapılır. Fidanlar, 4-5 yıl sonra
yemiş verir. Yemiş vermiş ağaçların da, kıştan önce, dipleri açılarak
aralarındaki toprak bellenmeli, toprağa yakın iki fışkın bırakılarak öteki
fışkınlar kesilmelidir. Yaşlı dallar sonbaharda budanmalı, toprağa baharda
meyve vereceği zamana yakın bol gübre koyulmalıdır.
Fındık kökleri ile her yıl topraktan devamlı
besin maddesi almaktadır. Zamanla toprakta besin maddelerinin tükenmesi ile
gelişim bozuklukları ve üründe azalmalar meydana gelir. Toprakta noksan olan
besin maddelerinin tekrar toprağa verilmesi işlemine gübreleme, bu amaçla kullanılan
materyale de gübre denilmektedir.
Gübrelemeden beklenilen faydanın sağlanması, toprakta hangi besin maddesinin
noksan olduğunun ve noksanlık derecesinin belirlenmesi ile mümkündür.
Hatta kışlık gübreler çıktı onlarda bahçe
altlarına koyulmalıdır. Yine bahçe altlarına birkaç yılda bir kireç koyulması,
ayrıca mümkünse hayvansal gübreler koyulması mahsül verimi bakımında çok
faydalı olur.
Toprağa verilecek hayvan gübresi ve benzeri
organik gübreler toprağın verimliliğinin artmasına, toprakta besin maddelerinin
tutulmasına, su tutma kapasitesinin ve katyon değişim kapasitesinin
yükselmesine, toprağın havalanma ve işlenmesine, toprağın erken tava gelmesine
ve agregat teşekkülüne olumlu etkiler yapmaktadır.
İyi bakılan fındık ağacı 50-60 yıl yaşar.
Yine fındığa dadanan zararlı böcekler vardır,
bu böceklerin başında fındık kurdu gelir. Larva halindeyken yemişin içine girip
tırtıl olan bu böcek fındığın içini yer bitirir. Bir de oberea linkaris denilen
bir tırtıl daha vardır ki bu da filizlerin içini kemirir, yapraklar solar,
buruşur. Bunlara karşı vaktinde çeşitli ilaçlarla ilaçlama yapılmalıdır. Yine
son yıllarda fındıkta bir küf olayı başlamıştır. Bu küf olayına karşı da
ilaçlama yapılmalıdır.
Hasada başlamadan önce fındık bahçelerinde
genel bir temizlik yapılmalıdır. Bölgenin yağışlı olması ve buna bağlı olarak
ta yabancı ot ve dikenlerin bol ve hızlı gelişme göstermesi fındık hasadını
güçleştirdiği gibi yere düşen fındığın kaybolmasına sebep olmaktadır. Onun için
hasattan en az 5-10 gün önce bahçenin kerinti adı verilen aletle temizliğinin
iyice yapılması gerekmektedir.
Fındık
Hasadı Nasıl Yapılır?
Fındığın en iyi hasat edilme şekli silkme suretiyle
yerden toplanmasıdır. Bölgede bu tür hasada imkân verecek bahçeler çok azdır.
Bu hasat şeklinde fındıklar tam hasat olgunluğunda toplandığından randıman ve
kalite iyi olduğu gibi dal ve dalcıklar iyi gelecek yılın mahsulünü oluşturacak
olan tomurcuklar da zarar görmemiş olur.
Bölgede daha çok uygulanan hasat şekli; daldan
el ile toplanmalıdır. Bu hasat şeklinde dikkat edilecek olan en önemli
hususlar; dalların birbirine sürtünmemesi, çotanakların dala birleştiği yerden
tek tek koparılması ve gelecek yılın mahsulünü oluşturacak olan dal, dalcık ve
tomurcukların dökülmemesi için sıyırma şeklinde toplama yapılmaması ve hasadı
yapılan dalın dikkatlice yerine bırakılmasıdır. Ayrıca bahçe içerisinde bulunan
fındık çeşitleri birbirine karıştırılmadan ayrı ayrı toplanmalıdır.
Hasatta 5-7 kg. lık ve bele bağlanan sepetler
kullanılmaktadır. Bir kişi ortalama günde 50-60 kg. kavsul fındık toplayabilmektedir.
Toplanan bu kavsul fındığın yaklaşık 1/3 nispetinde değirmenlik kuru fındık
elde edilmektedir.
Fındık
Harmanı Nasıl Yapılır?
Sepetlere toplanan fındıklar yörelere göre
harar, selek veya çuvallara 30-40 kg olarak doldurmak suretiyle sırtta ve
ulaşım araçları ile harman yerlerine taşınırlar. Bölgede harman yerleri,
genellikle düz hafif meyilli çayırlık ve sert toprak olan yerlerdir. Harman
yerlerinin hafif bir meyil verilerek betondan yapılması bölgenin iklim şartları
da dikkate alınırsa en uygun olanıdır.
Harman yerine getirilen fındıklar yığın
halinde bekletilmemelidir. Hemen tırmık ile harman alanına 10-15 cm. kalınlıkta
bir tabaka halinde serilir. Güneşli havalarda tahta kürek veya tırmık ile her
gün karıştırılarak 3-5 gün kurutulur. Belli bir miktar kuruyan bu fındıklar
patoz denilen fındık ayıklama makinesine verilmek suretiyle kavsullarından
ayrılırlar. Ayıklanan bu fındıklar toprak harmanlarda bez, beton harmanlarda
ise bez kullanmadan 2-4 cm. kalınlıkta serilir. Güneşli havalarda her gün 2-3
defa tırmık ile karıştırarak kurumaları sağlanır. Bu şekilde 3-4 gün kuruyan
fındıklar savurma makinalarında savrulmak suretiyle toz, toprak, kavsul
parçalarından ve boşlarından ayrılırlar. Bu şekilde temizlenen fındıklar tekrar
harman yerine serilerek içlerinde bulunan taş, toprak gibi sert ve yabancı
cisimler alınır. Kırık, kurt delikli fındıklar ile karışan diğer fındık
içlerinden seçilir, çuvallara doldurur ve ağızları dikilerek pazara götürülmek
üzere hazırlanır.
Türkiye’de
Yetişen Fındık Türleri Nelerdir?
Tombul (Yağlı) Fındık: Kabuğu ince, açık renk, içi yuvarlaktır.
Yüksek yerlerde de yetişir.
Sivri Fındık: Kabuğu kalın, esmer, içinin ucu sivri, dibi
yuvarlaktır. Soğuğa pek gelemez, deniz kıyılarında daha iyi yetişir.
Palaz Fındık: Tombul fındıktan daha iri, biraz yassıdır,
kabuğu koyu kırmızıdır. Deniz kıyılarında, toprağının altı çakıl olan yerlerde
daha iyi yetişir.
Badem Fındık: Sivri fındıktan daha iri, daha yassıdır.
Kabuğu incedir, kırmızıya çalar koyu renktedir. Biçimi bademi andırır, lezzetli
bir fındıktır.
Kara Fındık: Kalın kabuklu, esmer renkli, iri, az yağlı
bir fındıktır.
Kuş Fındığı: Tombul fındığa benzer; yalnız, dibi düz
değildir, kabuğu parlak, incedir.
Dünya’da
Fındık Üretilen Devletler Hangileridir?
Dünyada en çok fındık sırasıyla; Türkiye,
İtalya, ABD, Azerbaycan, Gürcistan, İspanya gibi ülkelerde yetiştiriliyor.
Fındık üretimi olmamasına
rağmen dünyaya fındık satan Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve İsviçre gibi ülkeler!..
Yani bizden alıp diğer dünya
pazarlarına satıyorlar
Dünyada fındık verimi ilgili de ilginç veriler
var;
Türkiye'nin fındık verim ortalamasının
dekara 94 kg olmasına
rağmen, ABD'de
dekara ortalama verim 444 kg.
Yani bizim 4 katımızdan daha
fazla…
Diğer bazı ülkelerde verimde bizden çok
iyi;
Yunanistan’da 325 kg, Gürcistan'da 249 kg, İtalya'da 187 kg, İspanya'da 129 kg dekara verim
alınabilmektedir.
400 bin aile, yaklaşık 2 milyon kişi geçimini
doğrudan fındıktan sağlıyor!
Fındık Üreticilerinin Örgütlenme Süreci?
Türkiye’nin önemli ihraç
ürünlerinden biri olan fındığın üretim ve satışında rasyonel çalışma yolları
aramak üzere, 10 Ekim 1935 Perşembe günü, o zamanki adı ile Ekonomi Bakanının
himayesi altında Ankara’da Birinci Ulusal fındık kongresi toplanmıştır. İki gün
sonra da Tarım satış kooperatifleri ve birlikleri kanunu ve tarım satış
kooperatifi ana mukavelenamesi adını taşıyan 2834 sayılı kanun kabul edilerek 2
Kasım 1935 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Yasanın çıkmasından 3 yıl 8
ay sonra; 14 Haziran 1938’de Ordu 17 Haziran 1938’de Giresun, Bulancak ve Keşap
7 Temmuz 1938’de Trabzon Kooperatifleri kurulmuştur. Bu 5 kooperatif 28 Temmuz
1938’de kısa adı FİSKOBİRLİK olan Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliğini
kurmuştur.
Fiskobirlik ve bağlı
Kooperatifler 28.07.1938 tarihinden 30.04.1985 tarihine kadar 2834 sayılı,
30.04.1985 tarihinden 16.06.2000 tarihine kadar 3186 sayılı ve 16.06.2000
tarihinden itibaren ise 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri
Hakkında Kanun ve bu Kanunlara istinaden Bakanlar Kurulunca çıkartılan Tarım
Satış Kooperatifleri ve Birliği Ana sözleşmelerine göre faaliyetlerini
sürdürmektedir.
Anılan Kanun ve Ana sözleşme hükümleri gereği,
Fiskobirlik ve bağlı Kooperatifler fındık alım ve satımlarını 1964 yılına kadar
kendi nam ve hesabına gerçekleştirmiş olup, ancak bu tarihten itibaren
çıkartılan Bakanlar Kurulu Kararnameleri ile 1994 yılına kadar doğrudan veya
dolaylı olarak hazine adına fındık alım satımını yapmıştır.
1994 yılından 2000 yılına kadar DFİF’ den (Destekleme
ve Fiyat İstikrarı Fonu) kredi kullanarak fındık alımı yapılmıştır. 2002
yılında da Bakanlar Kurulu Kararı ile Hazine adına fındık alımı yapılmıştır.
2003 yılından itibaren tamamen kendi nam ve hesabına fındık alım satımını
gerçekleştirmiştir.
Ancak; 4572 sayılı kanununun geçici 1/A
maddesi gereği, Yeniden Yapılandırma programın kapsamında sürdürdüğü
faaliyetlerini 03.01.2006 tarihinden itibaren (Yeniden Yapılandırma
programından çıkarıldığı için) 4572 sayılı yasa ve Tarım Satış Kooperatifleri
Birliği Ana sözleşmesi hükümlerine göre faaliyetlerini özerk olarak
sürdürmektedir.
FİSKOBİRLİK
Neden Özelliğini Yitirdi?
Fındık üreten yerlerde örgütlenmesini
tamamlayan FİSKO birlik neden özelliğini yitirmiş ve piyasadan çekilecek hale
düşmüştür. Biraz bu konuyu araştıralım.
Fındığa FİSKO birlik 7 lira taban fiyat
koymuş, tüccar da 6,80 liradan almaya başlamıştır.
Ne olduysa dönemin Başbakanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın Rize’de yaptığı konuşmanın ardından fındık fiyatları dibe vurmuştur.
Başbakanın bu konuşmasının bilinçli mi yoksa
bilinçsizce mi yapıldığını bilemiyoruz. Bu konuşmanın yapılmasında yönetim
kurulu başkanının başka bir siyasi taraf olmasının etkisi oldu mu? Fiskobirlik
yönetimine kendi siyasi görüşüne yakın insanlardan oluşturmayı mı
amaçlıyorlardı? Yönetimi alamayınca üreticiyi Fiskobirlik’ten koparmaya mı
çalıştılar?
Fındık üreticisinin aklına takılan tüm bu
soruları bizim cevaplamamız zor. Ancak bu konuşmanın ardından fındık
fiyatlarının dibe vurması fındık üreticisini çok mağdur etti.
FİSKO birliğin etkisiz hale gelmesi, TMO’nun
devreye girerek üreticiye destek verildiğinin söylenmesi FİSKO birliğin
açıkladığı fiyatın yarısına hatta daha aşağı fiyatlarla 3-4 liradan üreticiden
fındığı toplanması, tüccarların 2-3 liradan fındık alması, TMO’nun ödeme
yapmadığı dönemlerde fiyatı daha da aşağı çekmesi üreticinin maliyetleri
karşılayamaması ve zarar etmesine yol açtı.
TMO’nun koyduğu kriterlere uymayan fındıkları
almaması üreticiyi tüccara mecbur bırakmış, tüccar bunu fırsat bilerek çok
ucuza fındık toplamıştır. Asıl acı olanı ise TMO’nun geri çevirdiği fındığı
alan tüccarların TMO ofislerinde görev yapan yetkililerle kurdukları tezgahla
daha çuvalları dökmeden arabayı TMO ofisinin önüne çekip aynı fındığı iki katı
fiyatına TMO’ya satmaları ve buradan büyük bir vurgun yapmalarıdır. Bu
vurgunların ortaya çıkarılması mahkeme süreçlerinde herkes gördü.
FİSKO birliği denetleyerek yapılan yanlışları
ya da yanlış yapanları cezalandırması gereken hükümet, FİSKO birlik hakkında
yapılan kara propagandaları görmezden gelmiştir. Aynı yöntemle Türkiye’deki
birçok üretici birliği ya çökmüş ya da işlevini yitirmiştir.
Bu durum da üreticilerin ürünlerini
tüccarların hizmetine sunmuş, üreticilerin tutunduğu bütün duvarlar yıkılarak
ve işlevsiz hale gelmiştir.
TMO’nun alım yapmadığı ya da destek vermediği
dönemlerde üretici birkaç büyük fındık tüccarının yada toptancısının eline
düşmüştür.
İşte fındık üzerine oynanan oyunlar böyle
başladı.
Şimdi ise örgütsüz kalan fındık üreticileri
yaşadıkları köyleri terk edip iş ve aş için büyük şehirlere göç etti. Oralarda
da sermayenin iş adamlarının ucuz iş gücü taleplerinin esiri oldular.
Oysa, fındık gibi ticari ve ihracat değeri
yüksek bir ürün hiç pahasına tüccarın eline düşürülmeden devlet tarafından
üreticiyi tam anlamıyla koruyarak alınması gerekirdi.
Şimdi fındık ihracatçısı üreticiden 13-14
liraya aldığı fındığı 28-30 liradan satarak
%100 yakın kar ediyor. Bu oyunu bozmak için üreticinin hiçbir gücü yok. Fındık
üreticisinin oy verirken tüm bu olumsuzlukları göz önüne alması gerektiği
açıktır.
Tüm üreticileri ve yöre halkını fındığımıza ve
alın terimize sahip çıkmaya davet ediyorum.
Fındığımızı onların belirlediği fiyatlara
satmayalım. Toprağımıza küsüp topraklarımızdan vaz geçmeyelim. Bahçelerin bakım
zamanı geliyor. Bahçelerimizin bakımlarını yapalım. Diplerini temizletelim,
arkalarını kazdıralım, günü gelince
gübresini koyup ilacını vuralım. Gerekli hizmetleri yapalım. Ürünlerimizi
kesinlikle bu ürün mafyalarının ellerine bırakmayalım. Ürünlerimizle ve alın
terimizle oynayanlara oy vermeyelim. Tüm bu haksızlıklara karşı direnelim.
Direnerek ya kazanacağız ya da yok olacağız.
Fındığı
Bu Kadar Önemli Kılan Ne?
Fındık dünyada aranan iyi bir meyve. Çikolata
sanayinin vazgeçilmezi. Ayrıca insan sağlığına çok faydalı bir meyve.
Fındığın faydaları, çok iyi bir enerji
kaynağıdır. Vücuda güç ve enerji verirken, beden ve zihin yorgunluğunu giderir.
Fındık, kalp ve damar sağlığı açısından çok faydalıdır. Kolesterolü düşürür,
kalp ritmini ayarlamaya yardımcı olur. Düzenli olarak her gün fındık yemek kalp
krizi geçirme riskini azaltmakta çok etkilidir. Kansızlığa iyi gelir, vücut ve
kemik gelişimini destekler. Hamilelerin hem kendileri için hem de doğacak
çocuk için fındık yemeleri çok faydalıdır. Cinsel gücü arttırır, varislere iyi
gelir. Fındık, soğuk algınlığı ve akciğer hastalıklarına da faydalıdır. Ayrıca,
cildi güzelleştirdiği bilinmektedir. En önemli özelliği ise kansızlığa çok iyi
gelmesidir.
Böylesine öneme haiz mahsulümüze sahip
çıkalım. Dünyanın en kaliteli fındığı Türkiye’de yetiştiriliyor. Türkiye’nin de
en kaliteli fındığı Harşıt vadisinde yetişiyor. Bu yapılan muhtelif analizlerle
ispatlanmıştır. Bunun değerini ve önemini bilip ona göre sahiplenmeliyiz.
Saygılarımla…
Ekrem Ünlü
2 Ekim 2018
Eklenme Tarihi: 02-10-2018
Tweet
Bu sitede yayınlanan yazıların tümünün yayın hakkı www.sadikoyu.com'a aittir.
Yazarın diğer yazılarını görmek için seçin.HENÜZ YAPILMIŞ YORUM YOK
![]() |
Tirebolu – Tirebolu 2 |
Editör | |
![]() |
Havalimanı Çıkmazı |
Sinan GÜVENDİ | |
![]() |
Fındık Tatili ve Memleket Meseleleri |
Abdullah Öner MERAL | |
![]() |
Fındık Tarımı |
Ekrem Ünlü | |
![]() |
YOL |
Çakır AYŞA | |
![]() |
BİNLERCE SELAM OLSUN |
Emine GÜVENDİ TEKİN | |
![]() |
EFSANE |
Yakup PİR |